JellyPages.com

Pazar, Eylül 29, 2013

Nevada/ Kar yağışı...

Geceyarısından sonra başlayan kar bu kez hayatı çok fazla etkilemeden, usulca yağdı. Abartmadı, ağaçların dallarını kırmadı, yolları kapamadı. Kapının önünü, merdivenleri küremek gerekmedi. Gördüğüm kadarıyla dışarıda işi, alışverişi olanlar rahatça çıktı, arabasını kullandı. Bizim sitenin kapısının önünden geçen Üsküdar-Güzeltepe otobüsü (15 B) seferlerine devam etti. Hâttâ; kalorifer peteklerinin havasını almak üzere çağırdığım ustalar zamanında geldi, çöpler toplandı, postalar dağıtıldı. Bizim sitede asayiş berkemâldi özetle...
Damların, çatıların kiracısıdır kar; önce oralara yerleşir. Kontratının ne kadar süreceği önceden pek bilinmez ama muhtemelen ilk güneş çıkışında toparlanmaya başlayacak, fazla uzatmadan boşaltacaktır kiracısı olduğu mekânları. Tabii İstanbul için böyle bu; Erzurum, Kars, Van, Ağrı gibi doğu illerinde ve orta Anadolu'da kontrat süresi hayli uzundur doğrusu, kar gelip damlara yerleşince en erken baharda toplanmaya başlayacağını, eşyasını Mayıs'ın başından evvel kamyona yükleyip gitmeyeceğini bilir herkes. Bu nedenle oralarda kar yağdı diye okullar hemen tatil edilmez, insanlar şehir içindeki yollarda mahsur kalmaz, trafik aksamaz (çünkü zaten pek yoktur), herkes işine gücüne devam eder. İki lokma kar yağdı diye hayatın allak bullak olduğu şehir İstanbul'dur! Taksi, otobüs bulamazsınız, her zaman yarım saatte katettiğiniz yolu saatler süren işkence ile bitiremezsiniz, randevunuza, işinize yetişemezsiniz. Yollar siyah kurumlu çamura bulanır, üstünüz başınız batar. Afet Koordinasyon Merkezi denen bir yer vardır, orası alarma geçer. Su, elektrik kesilir, hayat donup kalır. Sokak hayvanları, kuşlar, martılar için hayat adamakıllı zorlaşır. Sokak insanları için ölüm tehlikesi başgösterir. Sebze, meyve fiyatları fırlar, her zaman onbeş dakikada evinize gelen içme suyu galonu saatlerce gelemez, dükkânlarda kolayca bulabildiğiniz sıradan şeyleri bulamayabilirsiniz. Havaalanları bloke olur, uçaklar ya kalkamaz, ya saatlerce rötar beklersiniz falan! Oysa kar altında kış geçirmeye alışkın yerlerde neredeyse hiçbir şey aksamaz, çocuklar okullarına gitmeye devam eder, esnaf malını satar, ulaşımda kapanan köy yolları haricinde ciddî sorun yaşanmaz. Bu her tarafı kemirilmiş zavallı ve görkemli kent artık bir parça karı dahi kaldıramaz, pes eder hemen... Oysa birçok şeyi kendine yakıştırabildiği gibi, karı da yakıştırabilir, seve seve kiralar tarihî yapılarının çatılarını, damlarını bu beyaz kiracıya. Tarihinden bugüne kalabilmiş bazı resimlerde görüldüğü gibi karla kolkola girip, harika manzaralar yaratabilir. Ama? Zaman artık o zaman değildir, şimdiki zamanda karı görünce sırf çocuklar ve İstanbul sevinir. Bir başına kalabilse karla dostluk edebilecek İstanbul şehrinin sevinci kursağında kalır, çok geçmeden içine koca bir taş yerleştirilmiş, ahlâksız bir kartopunu yer suratının orta yerine, susar... İçgeçirmesini ihtimâl yalnızca çocuklar ve güvercinler duyar. Bu şehirde kar herkese başka yağar...

1 yorum:

Handan Demiralp dedi ki...

Merhaba İpek'çiğim; Deniz adına sevindim:) Paşa için henüz erken zaten, bahara kadar çıkmasa daha iyi olur. Boyunduruk çıktı, zaman zaman takılıyor ama zorunlu değil artık. Evet, ben Kaleseramik evlerindeyim. Kayınvaliden ile komşuyuz sanırım. Sana ve güzel ailene de bizlerden kocaman selâm. Sevgiyle kalın...