Öteden beri sevmişimdir ben Hint kültürünü, sanatını, felsefesini falan. Parıltılı ve rengârenk ''sari''leri, şıngırtılı takıları, alınlara yapıştırılan ''bindi''leri, o kara kaşları, gözleri, saçları, sevimli dansları, baharatları, vejetaryen yemekleri, baygın kokulu tütsüleri, şarkıları, filmleri, dumanlı nehir kıyılarını, tapınakları hiç gidip görmemiş olsam da hep sevmişimdir. Bu sebeple Navanalini'den ''gene gidiyorum'' mesajı geldiği vakit benim de içim gittiydi. Olmayı hiç istemediğim bir yerde, üstelik ameliyatlı ve hasta vaziyette uzun, kurak, huzursuz ve işkenceli bir yaz geçirmek zorundaydım. Çaresiz geçirdim de... Bu arada keyifle izlediğim bir filmi de anmadan geçemeyecek, denk gelirseniz mutlaka izlemenizi tavsiye edeceğim.
Sonra o döndü. Biriktirdiklerini paylaşmaya koyuldu, nasıl da sevindim. İçimden defalarca ''namaste'' dedim, yaratıcımızın bize bahşettiği herşeyin önünde her zaman saygı ile eğildim. Çünkü yaradılışın özünde saygı ve sevgi vardı bana göre, bunları hissetmeden sadece dilinden şükretmenin tuğlaları hayli eksik kalır, ilk yağmurda damı akardı. E-posta yolu ile anlattıklarını ilgiyle okudum, gönderdiği fotoğraflara hasetle değil, sevgiyle baktım. İnancınız her ne olursa olsun, oralarda edindiği bilgiler ve deneyimlediği ne varsa hepsi gayet evrenseldi, herkes konuyu kendine uyan tarafından yakalayabilirdi yani. Net, yalın, mütevazı, sakin, duru ve saftı söylediği herşey, farklılıklardan doğan armoniyi anlatan, rengârenk bir huzurdu bana göre. Şimdi o bilgiyi bölüştürüyor Ankara'daki evinde, kendi içinde keşfettiği ışığı paylaşıyor insanlarla. Tek derdi evrenin kutsal uyumundan ve özünde varolan barıştan giderek uzaklaşan dünyamızın dökülen sıvalarını yenilemek, akan damını onarıp tamir etmek. Bilginin paylaşılmadıkça hiçbir halta yaramadığının farkında Navanalini, o aynı zamanda bir ''yogini'' (*) , olabildiği kadar çok kişi tam içinde durduğu halde yerini bir türlü bulamadığı huzuru keşfetsin, kendisine bahşedilenlere bu huzurla şükretsin istiyor. Bunun için yazıyor, anlatıyor, gösteriyor, öğretiyor. Her sabah pencerenizden giren aydınlık gözünüzü kamaştırıp uykunuzu böler diye perdelerini sımsıkı kapatanlardansanız muhtemelen siz de kayıp anahtarınızı arıyor olmalısınız. Aşağıdaki bilgiler bulmanıza belki yardımcı olur diye, sevgili Navanalini'ye şükranla ve bir kez daha: Namaste!..
Kennedy Cad. 22/ 9 Bahar Apt. Teras katı ANKARA (533 610 74 64)
(*) Yogini: Yoga uygulayan kadın...